3 Mayıs 2008 Miami, Florida


3 Mayıs 2008 Miami, Florida
Küçükken oyuncakçıların önünden geçermişiz, annem onumu kapatırmış görmeyim diye. Israrla almak istermişim. Sanırım simdi de tatil rehberlerini saklıyorlar gezi kolik kızlarından. Babam hep şöyle der “ Kızım! Senin her istediğin oluyor, her duan gerçekleşiyor bazen geç de olsa!”Bu defa pek de geç olmadı hâlbuki. Gecen yılın basında sanırım haberdar oldum Key West diye bir yer olduğundan. Nasıl oldu da duymadım yâda dikkatimi çekmedi bilmiyorum. Ama son bir yıldır hep aklimi kurcaladı durdu. Bu yıl da özlem gidermek için geri gelmişken Miami’ye uğramazsak ayıp olur dedim. Rotamızı Miami, Florida Keys (Key Largo, Marathon, Islamorada ve Keywest), sonra Miami’e dönüş ve oradan Las Vegas’a yönlendirdik. Aslında rehber benim ama nezaket gereği onlarında fikirlerini alıyorum bazen. Yediğimiz içtiğimiz de dâhil anlatalım neler gördük neler yasadık.


Continental Airlines ile daha önce Texas’a uçtuğum için ben de iyi bir intiba bırakmıştı. Miami’ye de onu tercih edelim de geniş koltuk rahat uçuş yaşayalım dedik ama şansımıza minik bir uçak cıktı. Yâda evdeki hesap çarsıya uymadı. 3,5 saat denmesine rağmen 2 saatte getirdi pilot, bizdeki sevinç görülmeye değerdi. Şehirde otel ayarlayıp kısıtlanmak istemedim ama navigasyon sistemimizin azizliğine uğrayıp defalarca yol aradık. Neyse ki varabildik akşamüstü otelimize. Ucuz olsun nasılsa gece kalacağız diye RedRoofInn’i tercih ettim. Nasılsa kahve makinesi ve mini bar dışında diğer otellerden pek bir eksiği yok ($89 değişmez rakamdır, vergi ile $100 bulur, 2 tane çift kişilik yataklı bir oda için). Aksam ustu hem şehri bir gezelim hem de gün batımını görelim diye Miami Beach tarafına gittik. Miami Beach çok uzun bir plaj ve birçok uzantısı var. Aksam ustu diye herkes çekilmiş bir tarafa. Sadece azimli sporseverler ve biz kaldık gün batımını seyretmek için.



Ege ve Akdeniz kıyılarını görmüş Türklere Miami'yi beğendirmek biraz zordur tabi. Kumsalı çok alımlı değilse de buradakilerin pek taktığı yok. Zira yüzen çok kişi yok. Genellikle güneşleniyorlar, spor klüpleri de dalış ve sörf yapıyorlar.


Miami’nin gözümü okşayan en güzel görüntüsü palmiye ağaçları şüphesiz. Gözümüzün alıştığından daha uzun ve gövdesi betonumsu bu ağaçlar sıralanmış yollarda hoş geldiniz der gibiydi. Aksam sefamız çok uzun sürmedi ve otele döndük. Yarin uzunca bir yolumuz var önümüzde.