Bir Şehr-i Üsküdar, Kasım 2007


Bazen farkediyorum da Türkiye dışında gezdiğim yerler Türkiye içindekilerden daha çok. Aslında bu bir kabahat; övünülecek birşey de degil. Ama öyle gerektirdi ki hayat, zaman zaman yurdumdan uzak kaldım, kimi zaman en sevdiğim İstanbul`dan. Şuan İstanbul il sınırları içinde olmama rağmen İstanbulu çok özlüyorum. Her haftaiçi plan yapıyorum minik İstanbul turları yapmak için, haftasonu çesitli manilerle engelleniyorum. Geçen haftalardan birinde şeytanın bacağını kırdım ve Üskudar ile başladım ısınma turlarına. Üskudar`ı ne zamandan beri biliyorsun diye sorsalar ben bile hatırlamıyorum. Kendimi bildim bileli buradan geçerim, vapura binerim, alışveriş yaparım, Kanaat lokantasında mutlaka yemek yerim, hatta hemen yanındaki binanın usta katında doktorum bile vardı. Sanırım babacığım ve dedeciğimin sayesinde ilk adımlarımızı attık bu güzel semte. Dedem hergün işyerine giderken Harem`e gelir, arabalı vapurla karşıya geçermiş. Bu böyle 30 yıl devam etmiş. Sonra babam Üsküdar vapuru ile 20 yıl devam etti bu rotada. Ben ve kardeşim okulumuzu Üsküdar`dan seçtik, yolumuzu çevirip nereye gidersek gidelim hep buradan geçtik. Hal böyle olunca Üsküdar bir nevi aile mirası gibi geliyor bana.

Gecen hafta soğuklar iyice bastırmadan bir Üsküdar havası alayım dedim. Katlı otoparktan şehri biraz temaşaa ettim ve Gülnuş Valide Sultan Camii`ne doğru yürüdüm. Küçüklükten beri bu caminin çok farklı bir atmosferi olduğunu düşünürüm. Caminin avlu duvarı adeta iki dünyayı ayıran bir nevi çizgidir, sınırdır. Öyle ki,Üsküdar`ın o cıvıl cıvıl dünyası caminin avlusuna girmenizle aniden yerini bambaska bir aleme bırakır. Sanki o rengarenk hayat ötelerde kalmışda huzur ve sukunet iklimi inananlara kucak açıyor.



Tarihe ve mimariye meraklı olduğumdan, burada biraz ayrıntı vermek isterim. Şuanda okuduğum “Gülnuş Sultan Valide Sultan Camii – The mosque Uskudar Gulnus Valide Sultan” kitabında oldukça geniş bilgi verilmiş. 4. Mehmet`in eşi, 2. Mustafa ve 3. Ahmet `in annesidir. Gülnuş Valide Sultan oğlu 3. Ahmet’in padisahlığı ile “Valide Sultan” olmuş ve tam 20 yıl valide sultanlık yapmıştır. Hayır işlerini çok seven Gülnuş Sultan bircok esere imza atmıştır. Galata Perşembe pazarındaki Yeni Camii, Arap Camii avlusundaki şadırvan, hac yollarında çeşmeler, köprüler ve selsebiller, Yeni Valide Mektebi (Tunusbağı Sibyan Mektebi, sonradan yıkılmıştır) bize ulaşan bu miraslardandır.

Ailecek sanata düşkün bu ailede, 3. Ahmet sanatkar Necip mahlası ile şiirler yazardı. Hat sanatına çok merakli olan bu padişah meşhur Hafız Osman`dan hat san'atındaki 6 çeşit yazı stilinden biri olan “Aklâmı Sitte” icazeti almıştır. İstanbulda birçok camide yazılari mevcuttur. Yine annesinin yaptırdığı Gülnuş Sultan Valide camii - Yeni Valide Sultan Camisinde bulunan “Cennet annelerin ayakları altındadır” ve “Hikmetin başı Allah korkusudur” hadis-i şeriflerini kendisi yazmıştır. Benim için bir padişahın o kadar işin arasında bunun gibi çok emek gerektiren bir sanatla uğraşması oldukca meşakkatli ve bir o kadar zevklidir herhalde. Tabi ki ceddimiz hem devlet hem de sanat işlerine büyük önem vermişler. Temeli dua ile atılan, açılışı dua ile yapılan bu sanat harikası camii Üskudar`ın beş selatin camiisinden biridir. Yeni öğrenmiş bulundum Üskudar`da bulunan diğer selatin camileri:

Valide-i Atik Camii,
Mihrimah Sultan (iskele) Camii,
Hamidi-i Evvel (Beylerbeyi) Camii
Selimiye Camisi
Gülnuş Sultan Valide Camii

Merak ettim selatin camisi ne demektir, baktım. Birçok farklı anlamı olduğu söyleniyor. Padişah ailesince yaptırılan camii, birden fazla minaresi olan camii yada ganimet malları ile yapılan camii anlamına geliyor selatin camii. Benim de daha önce bildiğim kadarıyle birden fazla minaresi olan büyük camiye deniyor. Bu konuda daha geniş bir araştırma yapacağım. Camiiye 5 farklı yoldan giriş bulunmaktadır. Ayrica camii sel yatakları üzerinde bulunduğundan merdivenle yükseltilerek su baskınlarından korunmuştur. En sevdiğim bölümlerden biri olan şadirvanin dört bir yanında kuşların da su içmesi için su yalakları bulunmaktadır. Şadırvandaki kitabede:

Kitabede yazanlar:

Zehî hoş tarh-ı şadırvan-ı dilcû-yı sofa-güster
Ki ayn-ı Selsebil-i sahn-ı Cennet dinse arzanî
Göreydi havz-ı berrakında bu âb-ı revân-bahşî
Sikender arzu itmezdi hergiz âbı hayvanı
Hezar nağme senc eyler hevâsı mürg-i tasviri
Virir hüsn-i binayı dilnişîni zevk-i ruhan
Bakılsa bir içim sudur letafetle bu şadırvan
Ki şiringam ider her-dem zülâl-i neşve-cûyânı
Güzel buldu suyun mecrayı ayn-ı mekremet hakka
Olunca böyle olsun hayr-ı câri feyz-i Rabbâni
Su gibi ezber etsün Taib’â şâd-âb olup âlem
Du’a-yı Valide Sultan-ı âlî-kadr-i zi-şanı
Hemşire mevrid-i hayr ide Hakk zat-ı hümâyunun
Dlandıkça cihanda cûlar etraf-ı gülistanı
Dedim icra idince bir dem-i hurremde tarihin
Zehî zîbinde şadırvan-ı mülk-ârâ-yı Sultani


Kitabenin Turkcesi

Gönül çeken bu şadırvanın bahçesi ne hoş ki;
Cennetten bir çeşme misalidir yeryüzünde.
Bu havuzun berraklığındaki canlandırıcılığı görseydi
İskender ölümsüzlük suyunu asla istemezdi.
Binlerce kuş ahenkli olarak söyler hoşnutluğunu.
Güzel yapıya güzelliğini veren ruhlardaki zevkdir.
Güzellikle bakarsan bir içim su`dur bu şadırvan.
Neşe arayanların tadı damağında kalır her zaman.
Suyun Allah`a götüren kaynağı güzeldir.
Allah`tan gelen hayırlar böyle olsun.
Suya doyanlar Taib gibi ezber etsin.
Şerefli, soylu Valide Sultan`ın duası şudur ki;
Rabbinin yanında hayırlı bir yere varsın.
Gül bahçesinin etrafında sular aktıkça yazayım bu sevinçli tarihi:
Ne güzel süslerle bezeli Sultan`ın Şadirvanı.

Bu güzel cami, mimarbaşı Mehmed Ağa tarafından yapılmıştır. Mehmed Ağa`nın diğer eserleri arasında Üsküdar İskele Meydanı`ndaki çeşme, Yeni Valide Camii, Ahmediye Camii ve Kaptan Paşa Camii ve birçok Camii bulunmaktadır. Caminin banisi Gülnüş Sultan,caminin hemen yanındaki üstü açık kabirde medfundur. Ayrıca sebili de kabrin yanındadır. Şuanda Vakıflar müdürlüğünün satış yeri bulunuyor kabrin yanında. Vakıfların zeytinyağı, balı ve zeytinini tavsiye ederim lafı gelmişken.